DİĞER
“İstemek insanın en büyük yeteneklerinden biri” ise, başkaldırmak bazen kaçınılmazsa, gitmek ihtimal dâhilindeyse, neden hep ağır bir bedelle karşılaşır insan?
Kendine durmadan dışarıdan bakan bir kahramanın, hem de bir görünmek korkusu içinde çektiği azabı tane tane anlatıyor Seçkin Erdi. Öyle ki bütünlük, farklılıkların silinmesinden, herkese benzemekten, böylece görünmemekten geçecek gibi...
Tüm bu idam ve hadım çağrıları; tüm bu dişe diş, kana kan isteyen adalet anlayışı; ibretiâlem peşindeki köpük köpük intikamcılık hiçbir işe yaramayacak. Yaramıyor da zaten...
‘80'lerden beri yoksulluktan bahis açmak “fakirlik edebiyatı yapmak”; daha ince deyişle, aşırı toplumcu olup, “sanat için sanat”ın, edebiyatın zevklerinden ve inceliklerinden feragât etmek ya da zaten hiç anlamamak oldu...
“Millî”lik başından beri bir inşa ve yerel olanın bastırılması ile işleyen bir inşa. Dolayısıyla insanın aynı anda hem yerli hem millî olabilmesi için, Schrödinger'in kedisi kadar marifetli olması gerekir
Yakup Kadri'nin Kiralık Konak romanının erkek 'kahramanı'dır Hakkı Celis. Pasif bir aşk oyuncağından aktif bir özneye; âşık ve çocuk görünümlü şairden haysiyetli bir askere erkekliğine tutunarak ve savaşarak dönüşür...
Cevdet Bey ve Oğulları'ndaki yemek sahneleri, zaman içinde değişse dahi, burjuva ailesinin boğucu sarsılmazlığını yansıtırken, Sessiz Ev'deki sahne ailenin modern zamanlar karşısındaki kırılganlığını anlatır
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık